Allah’ın değil efendilerinin kitabını okuyanlar

Fetö terör örgütüne dair çok şeyler konuşuldu.

Ablaları ve ağabeyleriyle, imamları ve şakirtleriyle ne kadar içe kapalı bir yapı olduğunu herkes görmüş oldu. 17 Aralık kumpası ve özellikle darbe kalkışmasına kadar gördüğümüz kendine özgü işleyişi olan devasa imkânlara sahip bir cemaatten ibaretti.

Organize kabiliyeti olan, kolları her yere uzanabilen böyle bir cemaatle insanların kurdukları iliÅŸki her ne kadar dini bir tercih gibi gözükse de aslında dünyevi istifadeye yönelikti. Kimse dini anlayış ve itikadi yaklaşımlarını eleÅŸtiri konusu yapmıyordu.  Fethullah Gülen cemaatiyle hiç diyaloga geçmeyen, her fırsatta bu yapıyı eleÅŸtiren grupların ortak özelliÄŸi tam da burada yatıyordu. Ä°slami hassasiyet ve itikadi endiÅŸeden dolayı bu yapının cemaat gibi durmayan bir tarafı vardı.

Kemiyet, imkân ve nüfuz karşısında gözleri kamaşan kişilerin gözleri İslami kıstas ve umdeleri görmüyordu bile.

Yıllar yılı Fetö cemaat maskesi altında varlığını böyle sürdürdü.

Ne diyanet teÅŸkilatı ne de ilahiyat camiası sözde Fethullah Gülen cemaatinin beslenme çantasına hiç dokunmadı. Ä°slam adına sunulan yanlış ve çarpık telakkileri ortaya serip eleÅŸtiriye tabi tutmadı. Çocukların ve gençlerin robotlaÅŸmasından baÅŸka bir ÅŸeye hizmet etmeyen sınav sistemini, dershane yayılmacılığını gözden geçirmedi. Kur’an-ı Kerim okunmasına bile iyi bakılmadığı öğrenci evlerinde tek tip beslenme neyin nesidir diye kimsecikler kılını bile kıpırdatmadı.

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanımız yakın bir zaman önce Fetö örgütü için ‘sahte bir mehdilik hareketidir’ ifadesini kullandı. Sahtesini gerçeÄŸinden ayırmanın ölçütü nedir

Gerçek mehdilik hareketi ne zaman isabetle vaki olmuştur ki, şimdikiler sahte olsun Mehdilik kapısını açtığınızda oradan kimin gireceğini hesap edemezsiniz artık. Kabuğu din, özü dünyevi ihtiraslara hitap eden Protestan kalkışmayla karşı karşıyayız. Dünyevi nüfuzu dini karakterine ihtiyaç duymayacak derecede gelişmiş olan Fetö uzun süre sustuklarını konuşmaksızın eyleme geçirmektedir.

Bir yanıyla tam teşekküllü bir ruhbanlık hareketidir bu.

Dün de vardı bugün de devam ediyor.

Ä°nsanlar Kur’an’ın ve Sünnet’in ne dediÄŸini deÄŸil, büyülendikleri, akıllarını kilitledikleri hoca efendilerinin ne diyeceÄŸini esas alıyorlarsa bu rabıtanın sonu bellidir.

Koşulsuz, itirazsız mutlak itaat!

Allah’ın kitabını deÄŸil efendilerinin kitabını okuyarak bu seviyeye gelmiÅŸlerdir.

Ne yapıp etmeli bu meselenin kaynağına inilmelidir.

‘Kaynak’ denilen ÅŸeyin nasıl çaÄŸrışımlara kapı açtığını yaÅŸayarak öğrendik. Muvazenesi, ÅŸirazesi ve nakli dengesi yerinde olmayanlar din anlatıcıları için de yol kontrolü yapılmalı, alkol testi yapar gibi istikamet testi yapılmalıdır.

Kanlarında kaç promil ihanet taşıyorlar takiyeye davranmadan bir görelim!